NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
29 - (1702) وحدثنا
أبو كامل
الجحدري.
حدثنا
عبدالواحد. حدثنا
سليمان
الشيباني.
قال: سألت
عبدالله بن أبي
أوفى. ح
وحدثنا أبو
بكر بن أبي
شيبة (واللفظ
له). حدثنا علي
بن مسهر عن
أبي إسحاق
الشيباني.
قال: سألت
عبدالله بن
أبي أوفى:
هل
رجم رسول الله
صلى الله عليه
وسلم؟ قال: نعم.
قال قلت: بعد
ما أنزلت سورة
النور أم
قبلها؟ قال:
لا أدري.
{29}
Bize Ebû Kâmil
El-Cahderî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvâhtd rivayet etti. (Dediki): Bize
Süleyman Eş-Şeybânî rivayet etti. (Dediki): Ben Abdullah b. Ebî Evfa'ya sordum.
H.
Bize Ebû Bekir b. Ebî
Şeybe de rivayet etti. Lâfız onundur. (Dediki): Bize Aliy b. Mtishir, Ebû İshâk
Eş-Şeybânî'den rivayet etti. (Demişki): Abdullah b. Ebî Evfa'ya:
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) hiç recim yaptı mı? diye sordum.
— Evet! cevabım verdi.
— Nûr sûresi indirildikten sonra mı, ondan önce
mi? dedim.
— Bilmiyorum! dedi.
İzah:
Abdullah b. Ömer
hadîsini Buhâri «Menâkib» ve «Muharibin» bahislerinde; Ebû Dâvûd ile Tirmizî
«Hudüd»da; Nesâî «Recim» bahsinde; Abdullah b. Ebî Evfa hadîsini Buhâri
«Hudûd»da muhtelif râvilerden tahrîc etmişlerdir.
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'in yahudilere :
«Zinâ eden bir kimseye
siz Tevrat'ta ne (ceza) buluyorsunuz?» dîye sorması onların yolundan gitmek
yahut bu hükmü onlardan öğrenmek için değil, onları kendi inançları ile ilzam içindir.
îhtimâl yahudilerin Tevrat'taki recim âyetini değiştirmediklerini ya vahiyi
sureti ile yahut yeni müslüman olan Yahudilerden işitmekle haber almıştı. Âyeti
gizledikleri vakit de bunu biliyordu.
Nevevî diyor ki: «Bu
iki yahudi nasıl recmedildi; beyyine ile mi yoksa ikrarla mı? denilirse biz de
deriz ki; zahire göre ikrarla recmedilmişlerdir. Filhakika Ebû Dâvûd'un
«Sünen»inde ve daha başka eserlerde vârid olduğuna göre dört şâhid bunların
aleyhine şehadet etmiş; erkeğin zekerini kadının fercinde gördüklerini
söylemişlerdir. Şayet bu doğru ise şahidler müslüman oldukları takdirde mesele
açıktır. Fakat şahidler kâfir iseler onların şehadetine i'tibar yoktur. O halde
zinayı i'tiraf ettikleri teayyün eder.»
Hadîste zikri geçen
Abdullah b. Selâm (Radiyallahu anh) aslen yahudi olup Benî Kaynuka kabilesine
mensuptur. Müslümanlığı kabul etmiş ve Ensara yardımcı olmuştur. Resûlullah
(Sallellahu Aleyhi ve Sellem) tarafından cennetle müjdelenmiş; ve Hz. Muâviye
zamanında kırk üç târihinde Medine'de vefat etmiştir.
Elini Tevrat'taki recm
âyetinin üzerine koyarak onu gizlemeğe çalışan yahudinin adı Abdullah b. Sûryâ
(yahut Sıvriyâ) dır. Son hadîsteki Nur sûresinden murâd:
«Zînâ eden erkekle
kadından her birine yüz dayak vurun!» âyet-i kerîmesidir. Recim bu âyetin
inmesinden sonra yapılmıştır. Nûr sûresi îfk hâdisesinden sonra dördüncü,
beşinci veya altıncı yılda inmiştir. Recimde Hz. Ebû Hureyre de bulunmuştur.
Onun müslümanlığı kabulü yedinci yılda olmuştur.